PANTOLONLU KADINLAR

PANTOLONLU KADINLAR

Bugün günümüzde hemen hemen her cadde ve sokaklarda gördüğümüz pantolon giymiş kadınların aksine 1920 kadar yakın bir döneme kadar bu mümkün değildi.

19.yüzyılın sonlarına doğru Sarah Bernhardt’ın sahneye pantolonla cesurca çıkışından önce pantolon bisiklet severler için pantolon etek olarak kullanılmıştır. 1920’ler de pantolon genelde plaj ve ev kıyafeti olarak kabul görürken ancak en uç sayılabilecek kişiler dışarıda giymeye cesaret edebiliyordu. Coco Chanel bu konuda öncü kişilerden biriydi ve giydiği bol denizci pantolonu, bir eşarp ve birkaç mücevherle kendi stilini oluşturmuştu.

1930 ve 1940’lar da ünlü film yıldızı Marlene Dietrich günlük hayatta giydiği takımlarla öyle bir şok etkisi yaratmıştı ki Parisli bir polis memuru ona şehri terk etmesini emretmişti. 

‘’Kadınların Özgürleştirmesi’’ kadınların erkek iş alanlarında var olabilmeleri ve erkek giyim şekillerinden etkilenmeleriyle 1960 ve 1970’ler de kadınlar pantolon giymeye başladı. 1966 yılında Yves Saint Laurent Le Smoking koleksiyonundaki kadınlara giydirdiği smokinlerle çarpıcı bir etki bırakırken bundan sonraki koleksiyonlarında da kullanacağı androjen duruşu göstermiş oldu. Bu tarzın zaman içinde birçok kadın tarafından benimsenmesiyle YSL 1971 yılında 1940’ların modasını pantolonlu takımlar ve tulumlar için uyarladı. Bir çok tasarımcı bu tarzdan ilham alarak bunu kendi çizgilerinde geliştirdi.